26 Mayıs 2011 Perşembe

15

- Aslında dün yazmam gerekiyordu (25 Mayıs) ama bu satırları gece yazdım, bugün bloga geçirmem daha matıklı geldi bana. -

  15 sene önce bugün açtım hayata gözlerimi. Annem tam dokuz sene uğraşmış gelmem için, üç kişilik aileye bir birey daha eklenmesi için.
  15 sene önce bugün; her şey bambaşkaydı. Her şey temizdi, her şey... Ne bileyim işte.. Belki o zaman dünyaya geldiğim için mutluydum. Gerçi farkında değildim ki hiçbir şeyin. Çevreme aptal aptal gülümserdim. Ağlardım, evet. Acımdan değil, altıma yaptığımdan. Yalnız olduğum için değil, acıktığımdan. Ve sadece yaşadığım için mutluydum. Daha yürüyecek, konuşacak, oyun oynayacak, okula başlayacaktım. Biraz büyüdüm. Sonra biraz daha. Altı yaşındayken anaokulu ile başladım öğrenim hayatıma. Sonra 1. sınıf, yarışa başlamam.. Hatırlarım 1. sınıfta 8. sınıfa giden bir çocuğa aşk mektubu yazmıştım. Ödev defteri kağıdına ve yazmayı yeni öğrenmiş yazısıyla. Tüm sene bana bakıp gülmüştü, rezillik. Belki hala saklıyordur o kağıdı. Ben olsam onun yerinde, saklardım.
  2. sınıf, 3. sınıf derken belki de en saf olduğum dönemleri bitirdim. 6. sınıfa kadar herkesi muhteşem, harika, çok iyi olarak görürdüm. Hayatsa yaşanılabilinirdi benim için. Daha genç kız olacak, ne bileyim işte makyaj falan yapacaktım. 6-7-8. sınıf ama özellikle 7. sınıf yazı benim için bir dönüm noktası oldu. Hayatın aslında toz pembe olmadığını, üzülebileceğini de öğrendim. Nerden bilebilirdim ki.. İlkokulda tek derdim hoşlandığım çocuğun bana bakmamasıydı.
  Sık sık tekrarlarım bu lafı, hayatta insanın başına gerçekten beklenmedik bir anda beklenmedik şeyler  gelebiliyor. Öğrendim.. Ve bunlara göre belirli bir dayanma gücün oluyor. Aslında şu an yaşadığımız acılar aşı gibi. İleride yaşayacağımız daha kötü olaylardan daha az etkilenmemizi sağlıyor. Ve acılar gerçekten hayatın tuzu, biberi..
  Aslında yazıya başlarken aklımdan farklı şeyler geçiyordu. Ama daha farklı şeylere kaydı konu. Ah ne güzel Zeynep'in basit hayatından kesitler.
  Neyse işte yarış atı gibi geçirdiğim üç sene sonrası istediğim liseyi kazandım falan geldim. Başladım okula. Bir seneyi bitirmek üzereyim. Şöyle bir bakınca çok çabuk geçmiş gibi her şey. Geçmişe dair ne varsa masal gibi. Ve ben bir kahramanım. Milyonlarca hayattan birinin kahramanı hem de.. Toz kadar küçük. Küçücük.. Yaşadığım sene gibi aynı. 15. Bir ve beş. Çok az aslında. Ve böyle görmüş geçirmiş bir hava takınıyorum farkındayım. Ama belki birçok yaşıtımdan daha çok şey yaşadım ben. Daha çok izledim ve yazıyorum ya işte.
  Sahi 15 küçük bir rakam. 2012'de dünyanın sonu gelmez ve ben de erken ölmezsem daha çok çekeceğim var hayattan. Doğduğumda düşündüklerimse şimdikinden çok farklı. Ve sonra yine değişecek. Bedenim değişecek, ruhum değişecek, belki de tüm hayatım değişecek.. Her şey belirsiz.. Geleceğe dair her şey... Tek istediğim mutlu olmak. İnsan başka ne ister ki yahu şu hayattan. Ve hayatın bizden istediği ne?
  15 oldum bugün. Belki düşünecek, yazacak, öğrenecek çok şeyim var. Her şey için çok erken. Çok iyiyim demek için de, çok kötüyüm demek için de. Bu nedenle susma hakkımı kullanıyorum. Bırakayım da müzik konuşsun biraz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder